İçindekiler
Kürtaj, hamileliği tıbbi olarak sonlandırma işlemidir. Rahimden embriyoyu çıkarmak için ilaçlı ve/veya cerrahi yöntemler kullanılır. İlaçlı kürtaj doktor takibinde evde ve hamileliğin ilk haftalarında gerçekleştirilebilir.
Kürtaj işlemi, kadın hastalıkları ve doğum uzmanları tarafından sağlık kurumlarının “Kadın Hastalıkları ve Doğum” bölümlerinde yapılır.
Yoktur.
On haftayı geçmeyen gebeliklerde yapılacak kürtajda gebe kadın; reşitse kendisinden, küçükse kendisinin rızası alınmakla birlikte velisinden, vesayet altında bulunup da reşit ya da ayırt etme gücüne sahip olmayan, kendisinden ve vasisinden (Bu halde ayrıca sulh hakiminden de izin alınması gerekir), evliyse eşinden, örneği tüzükte belirtilen izin belgesinin alınması gerekir.
Türk Ceza Kanunu’nun 99. ve 100. Maddelerinde düzenlenen çocuk düşürme ve çocuk düşürtme suçlarına göre kürtaj bakımından çocuk aldırmanın suç sayılmaması için hamileliğin ilk 10 haftasında olunması gerekmektedir. Bu düzenlemeye göre 10 haftasını doldurmuş olan ceninin düşürülmesi annenin rızası olsa dahi suç kabul edilir.
Nüfus Planlaması Hakkında Kanun’un 5. maddesine göre, “Gebeliğin onuncu haftası doluncaya kadar annenin sağlığı açısından tıbbi sakınca olmadığı takdirde istek üzerine rahim tahliye edilir.” 6. maddeye göre de “müdahale, gebe kadının iznine, küçüklerde küçüğün rızası ile velinin iznine bağlıdır… rızaları aranılacak kişiler evli iseler, sterilizasyon veya rahim tahliyesi için eşin de rızası gerekir.” Yani Türk yasalarına göre evlilik dışı hamileliklerde isteğe bağlı kürtaj süresi 10 haftadır. Ancak Ceza hukukuna göre suç sayılan bir eylem sonucu meydana gelen gebeliklerde bu süre 20 hafta olarak kabul edilmiştir. Kişinin evli olmaması durumunda partnerinin rızası aranmaz ve bu hizmet yasal süresi içerisinde devlet hastanelerinde devlet sağlık sigortası tarafından karşılanır.
Türkiye’de kadınlar tecavüz sonucu oluşan gebeliği 20 hafta içinde sonlandırabilirler. Başka somut delilin olmadığı durumlarda mağdurun beyanının önemi artsa da tek başına mahkumiyet kararı için yeterli değildir. Bu konuda mağdurun beyanının kesin delil sayılıp sayılmayacağıyla ilgili birbirinin zıttı iki görüş vardır. Yargıtay doğrudan bir görüşe katılmış değildir. Yargıtay’ın sadece mağdurun beyanına göre mahkumiyet verdiği durumlarda; mağdurun şikayet süresine, mağdurun sanığı tanıyıp tanımadığına, tanıyorsa önceden aralarında bir anlaşmazlık geçip geçmediğine, mağdurun iftira atmasıyla ilgi bir sebep bulunup bulunmadığına, mağdurun beyanının hayatın olağan akışına uygun olmasına, mağdurun beyanının teknik delillerle çelişip çelişmediğine, mağdurun yardım isteme imkanının olup olmamasına ve mağdurun fiili üçüncü kişilere anlatıp anlatmamasına bakarak karar verir.
18 yaşının altındaki bireylere kürtaj işleminin yapılabilmesi için ebeveyn veya vasinin izni gereklidir.
15 yaşının altındaki bireylere kürtaj işlemi adliyeye suç duyurusunda bulunarak mahkeme izni ile yapılır.
Uygun şartlar sağlandığı takdirde (anestezi, yoğun bakım şartları ve ilgili dahili branşlar) herhangi bir hastalık ya da travma, kürtaj yapılmasına engel değildir. 1983 yılında, 2827 sayılı Nüfus Planlaması Hakkında Kanun ile onuncu gebelik haftasının altında isteğe bağlı gebelik kürtajı yasal olmuştur. Kürtaj için kadın reşitse kendisinden, küçükse kendisinin rızası alınmakla birlikte velisinden, vesayet altında bulunup da reşit ya da mümeyyiz değilse kendisinden ve vasisinden (bu halde ayrıca sulh hakiminden de izin alınması gerekir), evliyse eşinden kanunda belirtilen izin belgesi alınır.
Kürtaj olmaya karar vermekte ya da verilen kararla ilgili zorlanılan noktalarda yardım almak düşünülebilir ancak bu, karar veren her kadının yardıma ihtiyacı olduğu anlamına gelmez.
Dünyanın her yerinde kürtaj tartışmalı bir konudur ve neredeyse tüm dinlerce yasaklanmış durumdadır. Bu da toplumsal olarak kürtaj konusunun konuşulmasını güçleştirmektedir. Bu baskılar sonucu yasal olduğu halde bugün kürtaj yapacak kurum bulmak neredeyse imkânsız hale gelmektedir.
Türk Ceza Kanunu açısından yasal süresi içerisinde kürtaj yapılabilmesi için eşin rızası gerekli olmasa da Nüfus Planlaması Kanunu ile Rahim Tahliyesi ve Sterilizasyon Hizmetlerinin Yürütülmesi ve Denetlenmesine İlişkin Tüzük uyarınca eşin rızasının alınması da şarttır. Kanunlar arasında bir çelişkinin olduğu ve eşin rızasının aranmasının uluslararası düzenlemelere de aykırı olduğu söylenebilecekse de günümüzde uygulama, eşin de rızasının alınması şeklindedir.
Öncelikle evlilik birliği içindeyken tecavüze uğrayan kadın her halde Türk Ceza Kanunu madde 102’ye göre cinsel saldırı suçu işlendiğinden şikayette bulunabilir. Hamile kalan kadın bir suçun mağduru olduğu için TCK 99/6’ya göre süresi 20 haftadan fazla olmamak kaydı ile kürtaj olabilir. Ayrıca TCK’da kürtaj olmak için eşin rızası şartı aranmadığı ve bu durumda da eş zaten “suç işlediği” için eşin rızası aranmaz.
Sağlık bakanlığının “Gebeliğin 10. haftası doluncaya kadar annenin sağlığı açısından tıbbi sakınca olmadığı takdirde istek üzerine rahim tahliye edilir” açıklamasına göre kadının sağlığı tehlikede olmadığı her durumda bu hizmeti veren hastane kürtaj işlemini yapabilir, reddetmesi mümkün değildir.
Nüfus Planlaması Hakkında Kanun’un 5. maddesine göre gebeliğin 10’uncu haftası doluncaya kadar annenin sağlığı açısından tıbbi sakınca olmadığı takdirde istek üzerine rahim tahliye edilir. Yani hamileliğinde 10’uncu haftasını doldurmamış kadınlar isteğe bağlı olarak kürtaj olma hakkına sahiptir. Toplumumuzda oluşan kürtajın yasak olması yanılgısının kanuni bir dayanağı yoktur. Bu sebeple de bahsettiğimiz maddenin tanıdığı hak doğrultusunda doktorun belirli kanuni şartları sağlayan ve kürtaj olma isteğini belirten kadını bu hususta reddetme şansı yoktur.
Kürtaj işleminin nerede yapılacağı kullanılacak yöntem, gebeliğin haftası ve kadının mevcut sağlık durumu gibi faktörlere bağlı olarak değişebilmektedir. Tıbbi problemleri olmayan ve 10 haftadan küçük gebeliklerde kürtaj işlemi kadın hastalıkları ve doğum hekiminin bulunduğu yeterli donanıma sahip özel veya resmî hastanelerde yapılabilir. Eğer kadında ek tıbbi hastalıklar mevcutsa kürtaj, donanımlı özel sağlık kuruluşları veya üçüncü basamak sağlık kuruluşlarında yapılmalıdır.
Kürtaj işlemi çoğunlukla geriye dönüşü çok hızlı olan kısa süreli genel anestezi ile yapılır. İşlemin yapılma aşamalarını görmemek, ağrı hissetmemek ve daha az psikolojik travma genel anestezinin avantajları arasında sayılabilir. Genel anestezi dışında lokal anestezi de uygulanabilir. Anestezi şekline hastanın tercihi ve doktorun önerisi ile ortak karar verilir.
Kanama, rahim ağzında yırtıklar, rahimde delinme, mesane ve bağırsak yaralaması, anesteziye ve kullanılan ilaçlara bağlı komplikasyonlar işlem sırasında oluşabilecek problemlerdir.
Kürtaj işlemi anestezi süresi hariç yaklaşık 5-10 dakika sürmektedir.
Rahim içi gebelik tespit edildikten sonra, gebelik onuncu haftayı geçmeyecek şekilde, uygun şartlar sağlanarak mümkün olan en kısa zamanda gebelik kürtajı gerçekleştirilmelidir.
Herhangi bir komplikasyon gerçekleşmediği takdirde, anestezi etkisi geçtikten sonra hastaneden taburcu edilir.
Prosedür ile ilgili bilgiler ve onam belgesi doktor veya hastane kayıtlarında saklanır. Kayıtlar gizli kalır. Bu bilgiler hasta rızası olmadan kimse ile paylaşılmaz.
Rahim ağzında ciddi yırtıklar, rahmin delinmesi, asherman sendromu (rahim içi yoğun yapışıklık) gibi işleme bağlı ciddi bir komplikasyon gelişmediği takdirde fiziksel bir iz kalmaz.
Günümüzde uygun şartlarda yapılmış ve komplikasyon gelişmemiş bir kürtaj operasyonu kadın üreme sağlığını etkilememektedir. Ancak gelişebilecek ciddi komplikasyonlar (Asherman sendromu, pelvik enfeksiyon, rahim delinmesi gibi) kadının üreme potansiyelinde kayıplara neden olabilir.
Taburcu olduktan sonra gündelik işlere dönülebilir. Genellikle bir adet dönemindekine yakın veya daha az miktarda vajinal kanama olabilir. Kadın adet dönemindeki gibi temizliğine ve yaşam tarzına özen göstermelidir. Bu dönemde kesinlikle vajinal tampon kullanılmamalıdır. Anesteziye bağlı olarak, ilk gün araba kullanımı veya dikkat gerektiren işlerden uzak durulmalıdır. İşlem sonrası birkaç gün kasık ağrısı hissedilebilmektedir. Doktorun önerdiği uygun analjezikler kullanılmalıdır.
Kürtaj işlemi sonrası gebelik istemi olan kişiler, düzenli bir veya iki menstürasyon kanaması gördükten sonra doğum kontrol yöntemlerini bırakıp tekrar gebe kalmayı deneyebilir.
İşlem sonrası enfeksiyon riski nedeniyle yaklaşık 2 hafta veya vajinal kanama bittikten 5-7 gün sonrasına kadar cinsel ilişki yaşanmaması önerilmektedir.
Maalesef hem kürtaj hem aile planlaması yöntemlerine erişim gün geçtikçe azalmakta ve bunun sonucu olarak da doğar doğmaz ölüme terkedilen bebeklerin haberleri ile daha sık karşılaşılmaktadır.
Çok ağır psikiyatrik hastalıklar dışında zorunlu psikolojik destek söz konusu olmamaktadır. İşin doğası gereği psikolojik destek ancak destek almak isteyene sunulabilen bir destektir.
Kürtajdan sonra az miktarda vajinal kanama beklenmektedir. Kanama genellikle ilk birkaç gün ila iki hafta arasında sürebilmektedir. Çoğunlukla işlem sonrası ilk birkaç gün içinde kanama miktarı azalmaktadır. Kürtaj sonrası regl düzensizliği genellikle olmaz. İlk mens kanaması işlemden 4-6 hafta sonra olur ancak nadiren gecikebilir. Gecikme durumunda mutlaka doktorunuzla görüşmelisiniz.
Kürtaj sonrası çok nadir görülen bir komplikasyondur. Rahim içerisini döşeyen dokunun travmaya aşırı reaksiyonel cevap vermesine veya rahim içerisinin kürtaj sırasında aşırı hasara uğramasına bağlı olarak rahim duvarlarının karşılıklı yapışması durumudur. Kadın kürtaj sonrası adet göremez veya âdet kanaması belirgin olarak azalır.
Enfeksiyon, aşırı ve uzamış kanamalar, gebeliğin kürtajının tam olarak gerçekleşmemesi, kürtaj sonrası rahim içi yapışıklıklar, adet düzensizliği, suçluluk hissi ve pişmanlık gibi psikolojik durumlar kürtaj sonrası görülen problemler
arasında yer alır.
Kürtaj işleminden hemen sonra komplikasyonsuz ve riski olmayan kadınlar doğum kontrol hapına başlayabilirler. Kürtaj işlemi bitiminde rahim içi araç (spiral) uygulanabilir. Ancak kürtajdan sonraki ilk adette kullanmak üzere doğum kontrol yöntemi mutlaka planlanmalıdır.
Tıbbi ve alerji durumunuza göre ağrı kesici ve koruyucu antibiyotik kullanılabilir. Rh uyuşmazlığı varsa mutlaka Anti-D immunoglobulin yapılması için planlama yapılmalıdır.
Kürtaj sonrası aşırı parçalı vajinal kanama, kötü kokulu vajinal akıntı, 38 C derece zerinde ateş ve kasık ağrısı, iki haftadan uzun süren vajinal kanama hallerinde mutlaka doktorla iletişime geçilmelidir.
Kürtaj zor bir karardır. Karar verilerek ve isteyerek yapılmış olsa bile ciddi zorluklara yol açabilir. Bu nedenle karar aşamasında olan kadının desteğe ihtiyacı olabilir. Kadın herhangi bir kararı vermeye zorlanmamalıdır. Şüphe ediliyorsa kadının bu kararı sağlıklı verip vermediğini değerlendirmek üzere gerekirse bir kadın hastalıkları ve doğum uzmanından yardım alınabilir. Ya da psikolojik yardım alması sağlanabilir. Karar ne olursa olsun kadının sevdiklerinin yanında olduğunu bilmesi süreci kolay atlatmasını sağlayacaktır.
Bu durumda yaşanabilecek zorluk kişilere ve ilişkilere göre göre değişmektedir. Bu nedenle süreci kolaylaştırmak için tek bir yöntem söylemek mümkün değildir. Kişiler böyle bir durumda destek almayı deneyebilirler.
Aslında kadının kararı esas olmakla birlikte, en ideal olanın sağlanması adına sürecin her iki partner tarafından yürütülmesi gerekmektedir. Kadın ne kadar destek görürse bu süreci o kadar kolay atlatacaktır.
Sürecin nasıl neden ne şekilde yaşandığına göre destek ihtiyacı değişebilir. Her iki partner de bu süreci atlatmakta zorlandığını hissettiğinde yardım alabilir.
Kürtaj fiyatlarını etkileyen birçok değişken vardır. Anestezi şekli, gebeliğin haftası, yapıldığı kuruluş, kullanılan malzemeler ve kullanılan ilaçlar fiyatı etkilemektedir. Ödenen ücret sadece kadın hastalıkları ve doğum doktorun değil ilaçlar, hastane, kullanılan tıbbi malzeme ve genel anestezi ile yapılıyorsa anestezi doktorunun ücretini de kapsar. Ülkemizde her muayene ve her müdahale için Türk Tabipler Birliği’nin belirlediği ücretlendirme politikası esas alınır ve ücret o şekilde belirlenir. Günümüzde resmî kurumlar isteğe bağlı gebelik kürtajına maddi destek sağlamaz.
Uluslararası insan hakları hukukuna göre herkes yaşam hakkına, sağlık hakkına; şiddet, ayrımcılık, işkence, insanlık dışı veya aşağılayıcı muameleden azade olma hakkına sahiptir. Dünya genelinde pek çok kadın çeşitli ekonomik, politik, toplumsal engeller nedeniyle gebeliğini kendi imkanlarıyla sağlıksız yöntemlerle sonlandırmakta ya da tıbbi açıdan ehil olmayan ellere sağlığını teslim etmek zorunda bırakılmaktadır. Sağlığa uygunsuz ortamlarda ve ehil olmayan kişilerce gerçekleştirilen bu operasyonlar her yıl milyonlarca kadının ölmesine ve sakat kalmasına neden olmaktadır. Evrensel düzeyde tanınan çeşitli insan hakları inisiyatifleri tablonun bu yükünü hafifletmek üzere uluslararası hukuk bazında ve bölgesel raporlarla konuya ilişkin çalışmalar gerçekleştirmektedirler. BM Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklar Uluslararası Sözleşmesi, kadının cinsel ve üreme sağlığına ilişkin hakları “cinsellikle ve üremeyle ilgili özgürlükleri de kapsayacak şekilde kişinin kendi sağlığını ve bedenini kontrol etme hakkı” çerçevesinde ifade etmektedir ve bu kapsamda kişinin en üst düzeyde sağlık hizmetlerine hiçbir ayrımcılığa maruz kalmadan erişimi talep edilmektedir. Ayrıca Avrupa Konseyi Parlamenterler Birliği’nin 2008 tarihli kararında güvenilir ve emniyetli kürtajın sınırlanmaması gerektiği ortaya konmuştur. Tüm bu gelişmeler de göstermektedir ki güvenli olmayan kürtaj veya bir kişiyi istemediği bir gebeliği sürdürmeye zorlamak insan hakları ihlalidir; bu aynı zamanda mahremiyet ve bedensel özerklik haklarının da ihlali anlamına gelir.
İnsan yaşamı doğumla başlayıp ölümle sona erer. Türk Medeni Kanunu’na göre kişilik tam ve sağ doğumla başlar. Kürtaj ile bebeğin yaşam hakkı ihlal edilir mi sorusu doktrinde tartışmalıdır. Bunun tam olarak belirlenebilmesi için yaşamın ne zamandan itibaren başladığına dair yasal sürenin belirlenmesi gerekir. Ceninin/embriyonun ne zaman canlı bir varlık haline dönüştüğü konusunda tıpta çeşitli veriler sunulsa da üzerinde uzlaşılmış bir zaman aralığı yoktur.
AİHM kürtajla ilgili bir kararında; doğmamış çocuğun Sözleşmenin 2. maddesi ile doğrudan korunan “kişi” olarak kabul edilemeyeceği ve doğmamış çocuğun “yaşam hakkı” varsa bile bu hakkın zımnen annenin hakları ve menfaatleri ile sınırlı olduğu vurgulanmıştır. Ayrıca, BM İnsan Hakları Komisyonu’nun ya da BM Kadına Karşı Ayrımcılığın Önlenmesi Komitesi’nin kürtaj yasağı ya da sınırlandırmalarının kadınların yaşama hakkı açısından doğurduğu riskleri belirten ve ülkelerin yasalarını değiştirmelerini isteyen kararları bulunmaktadır.
Embriyo ve kadın birbiriyle bütün varlıklardır. Bu nedenle embriyonun yaşam hakkını anneden bağımsız değerlendirmemek gerekir. Dolayısıyla bu konuda karar merciinin kadın/anne olması kaçınılmazdır.
2827 No’lu Nüfus Planlaması Yasası Kapsamında, yasal olarak herhangi bir engeli olmayan kimse, Türkiye’de hem özel hastanelerde hem de devlet hastanelerinde kürtaj hizmeti alabilir. Devlet hastanelerindeki kürtaj hizmetleri devlet sağlık sigortası tarafından karşılanmaktadır.
Kişi şayet SGK kapsamında ise devlet hastanelerinde yapılan kürtaj operasyonlarının bir kısmı karşılanmaktadır. Ancak cinsel saldırı neticesinde meydana gelen gebeliklerde ayrıca bir maddi yardımın yapılması söz konusu değildir.
Kaç kez kürtaj yapılabileceğine dair bir sayı ve sınırlama yoktur ancak kürtajın cerrahi bir işlem olduğu ve doğum kontrol yöntemi olmadığı unutulmamalıdır. İşlem sayısı arttıkça işleme bağlı riskler artmaktadır.
Yasal kürtaj süresi 10 haftadır ancak günümüzde kürtaj işlemini yapacak yeri bulmak ciddi bir sorun haline gelmektedir. Hatta maddi imkânı olmayanlar için böyle bir imkân neredeyse yoktur. Bu durum da dikkate alındığında süre oldukça kısalmaktadır. Gebeliğin 6. Haftada fark edildiği ihtimalinde, daha geç fark edilmesi olasıdır, 4 hafta içinde çok önemli bir karar vermek gerekmektedir.
Bu durum, zorunlu kürtajın nedenine bağlı olarak değişmektedir. Tecavüz sonrası oluşan bir gebelik için kürtaj ile bebeğin yaşamla bağdaşmayan bir rahatsızlığı nedeniyle olan kürtajı aynı değerlendirmek mümkün değildir. Her halükârda kürtaj travmatik olarak yaşanma potansiyeli olan bir olaydır.
Kürtaj olmak isteyen kadınlara yönelik özel olarak tanımlanmış bir destek maalesef yoktur. Kadınlara bu konuda kolayca ulaşabilecekleri destek sistemleri sağlanabilmelidir.
Kürtajın isteyerek gerçekleşiyor olasının yanında potansiyel olarak doğabilecek bir çocuğun doğmaması söz konusu olduğu için kürtaj birtakım ruhsal zorlukların yaşanmasına neden olabilmektedir.